Bazı insanlar aşağıdaki cümlelerin Türkçesini anlamakta bile zorluk çektiklerini ifade ediyorlar. Gazetelerin magazin sayfasından, spor sayfasından kafalarını kaldırıp günceli takip edebilselerdi zorlanmayabilirlerdi.
Bu cümleler sadece örnektir. Belirtilen saatlerde bu ve benzeri binlerce cümleyi kurabilecek seviyeye geliyorsunuz.
Nasılsın? Bugün ne yaptın? Adın ne? Nerelisin? Benimle bir şeyler içer misin? gibi cümlelerle bizim işimiz yoktur.
Aşağıda verilen Türkçe ifade ve cümleleri alttaki kelimeleri kullanarak İngilizcesini yazınız. Her Türkçe kelimenin altında İngilizce karşılığı verilmiştir.
Örneğin;
Bu: this veya these
Belge: document
Sonuç: result
0-7 Saat
1-bu belgelerdeki bu eksiklerle ilgili çalışmaların sonuçlarından
this, these, document, this, these, deficiency, work, result
2-tıbbi ilaçların kullanımlarıyla ilgili uygulamalar hakkındaki bu ihtilafların
Medical,medicine,use application,this,these,conflict
3-mali tabloların göstergeleriyle ilgili bulguların enflasyon endikatörü üzerindeki etkileri
Financial ,table ,indicator,finding,inflation,indicator,effect
4-bu uygulamalarla ilgili kanundaki açıkların yanlış kullanımlarının sonuçlarından
This, these, application , law,deficiency,false ,use ,result
5-bu ülkelerdeki bu ormanların dağılımlarıyla ilgili haritaların düzenlenmesi
This, these, country, this, these , forest,distribution,map,arrangement
6-fakir ülkelerdeki gelir dağılımlarıyla ilgili bu araştırmaların sonuçlarından
Poor, country,income, distribution,this, these , research, result
7-ülkelerle ilgili bu kalkınma faktörlerinin gelişme üzerindeki etkilerinin
Country,this, these ,development, factor,development, effect
8-uzun insanlık tarihindeki bu gelişmelerin sonuçlarıyla ilgili araştırmalardaki bu hatalar
Long, man ,history,this ,these ,development, result , research, this, these, mistake
9-hükümetteki bu hoşnutsuzlukların halk üzerindeki ekonomik etkilerinden
Government,this, these , dissatisfaction,people, economic,effect
10-develerin hörgüçlerindeki bu su kapasitelerinin hayatın devamı için etkileri
Camel,hump, this, these, water, capacity,life, continuation,effect
11-bu malların satışlarıyla ilgili bu prosedürlerin doğruluğundan
This,these , goods, sale, this, these, procedure,correctness
12-bu davadaki bu sanığın bu suçu hakkında
This,these ,case, this, these, accused, this, these, crime
13-bu sınavların bu sonuçlarıyla ilgili tabloların analizlerinin
This,these ,examination,this, these, result, table , analysis/analyses,
14-vergi kanunları hakkındaki bu uygulamaların sonuçlarıyla ilgili
Tax, law, this, these, application,result
0 – 7 Saat
1-bu binaların yapımlarıyla ilgili bu önemli problemlerin anlaşılması hakkında
This, these ,building, construction,this, these , important,problem,understanding
2-kazanın önemli bir sonucu hakkındaki bu ihtilaflı görüşlerin
Accident , important ,result ,this ,these , controversial, opinion
3-anayasa mahkemesinin bu kapatma kararıyla ilgili bu sorunlar
Constitution court, this ,these , closing ,decision,this, these, problem
4-herhangi bir saldırı planının bu bölgedeki insanlar için önemi
Any,….Attack,plan,this, these, area,people, importance
5-cümle yapısıyla ilgili bu sorunların etkileri hakkındaki
Sentence, structure, this , these ,problem, effect
6-seçimin sonuçlarıyla ilgili bu muhtemel durumların halka faturası
Election, result ,this,these ,possible,situation,people,bill
7-geçim sıkıntısının toplumsal sonuçlarının tartışılmasıyla ilgili
Living,difficulty ,social,result,discussion
8-bu bölgedeki bu maden cevheri reservlerinin kullanılabilirliği
This, these, area,this, these, ore, reserve, usefullness
9-kimyasal maddelerin bu kullanımlarının önemli bir zararı hakkındaki
Chemical,substance,this,these, use ,important,damage
10-asliye mahkemesinin kararlarının geçerliliğiyle ilgili danıştayın bu h
Court of first instance,decision,validity,state,council,this,these, important,justificated,decision
11-şirketteki yöneticilerin hisse alımlarının geçerliliğiyle ilgili Sayıştay raporları
Company,manager,share,purchase, validity,audit court,report
12-partinin kapatılmasıyla ilgili yargıtayın bu gerekçeli kararlarının
Party,closing, supreme court of appeal, this, these ,justificated,decision
13-bu bölgelerden gelen bu halkların bu yaşam tarzlarının
This ,these ,area,this, these, people, this, these, living,manner
14-ordu karargahındaki bu hareketliliklerin sonuçları hakkındaki bu tahminlerden
Army,headquarters,this,these,mobility,result,this, these, estimation
0-10 Saat
I .bu bölgelerdeki depremlerin sebepleriyle ilgili bu açıklamalar meclisteki bu dosyalardaki bu raporlardaydı
this , these , area , earthquake , reason , . . . . . ,explanation , national , assembly , . . . . . . ., file , . . . . . . , report
2 .öğrencilerin bu sınav notlarıyla ilgili bu raporlar bu odadaki bu masanın çekmecesindeydi
student , this , these , examination , point , this , these ,report , room , ……., table , drawer
3 .bu gezegenlerin bu yörüngeleriyle ilgili son bulgular diğer gezegenlerle ilgili bazı bilgilerin belirgin ispatıydı
this , these , planet , . . . . . , path , last , finding , other , planet , some , information , clear , evidence
4 .mali reformlarla ilgili bu bakanlığın son açıklamaları gelir tanımlarıyla ilgili farklı açıklamaların bir sonucudur
financial , reform , this , these , ministry , explanation , income , description , different , explanation , result
5 .maddenin doğasıyla ilgili bu farklı açıklamalar bu profesörlerin açıklamalarıyla ilgili ihtilafların bariz sonucuydu
matter , nature , this , these , different , explanation ,professor, explanation . . . . . . conflict , evident , result
6 .bu ilaçların kullanımlarıyla ilgili bu talimatlar hakkındaki bu tasarılar kanunun bu maddesindeki sınırların ihlalinin sonucudur
this , these , medicine, use , . . . . . ., instructions , . . . . . . , bill , law , . . . . . , article , limit , breaking , result
7 .posta masraflarıyla ilgili artışların şirkete zararlarıyla ilgili bir araştırmanın sonucu şirketteki keyfi uygulamaların araştırılmasıydı
postage , expense , increase , company , damage , research , result , company , arbitrary , application , researching
8 .bu ülkelerdeki silah üretimlerinin artmasıyla ilgili ulusal tepkilerin sonuçları bu ülkelerle ilgili birleşmiş milletlerin bu yaptırım kararlarıydı
this , these , country , weapon , production , increase , national , reaction , result , . . . . . . , country , United nations , . . . . . . . , sanction , decision
9 .trafik kazalarındaki artışlarla ilgili bir araştırmanın bu sonuçları bakanlığın kararlarının doğruluğunun bir teyidiydi
traffic , accident , increase , research , this , these , result , ministry , decision , correctness , confirmation
10 .bu araştırmaların denizaltı ile ilgili araştırmalarının sebepleri denizaltının ülke karasuları içindeki manevralarıydı
this , these , researcher , submarine , research , reason , submarine , country , territorial waters , manoeuvres
11 .ülke içindeki kanlı şiddet olaylarının sebepleri kontra bir örgüte hükümetin desteği ve güvenlik tedbirlerinin azlığıydı
country , bloody , violence , event , reason , counter , organization , government , support , security , precaution fewness
12 .bu bölgelerdeki kalıntılarla ilgili bazı belgeler ve bilgiler bu ajanın çantasındaki bu dosyalardaydı
this ,these , area , remainder , some , document , information , . . . . . . , agent , bag , . . . . . , file
13 .enflasyondaki bu artışlarla ilgili tahminlerin doğruluğu enstitüdeki bazı uzmanların görüşleri ile ilgiliydi
inflation , this , these , increase , estimation , correctness , institution , some , expert , view
14 .bu malların satışlarıyla ilgili kararlar hakkındaki spekülasyonlar bu konuyla ilgili tahminlerin halk üzerindeki etkilerinin öneminin açık bir ispatıdır
this , these , goods , sale , decision , speculation , . . . . . ., matter , estimation , people , effect , importance , clear , evidence
15 .bu programlarla ilgili gelecek yıl satışlarının tahminleri bu raporlardaki dosyalardaydı
this , these , programme , next , year , sale , estimation , . . . . . . , report , file
0 – 10 Saat
1-bazı sosyal yeniliklerle ilgili önemli kararlar hakkındaki bu uzman görüşleri onların kararlarıyla ilgili hataların önemli bir göstergesiydi.
Some, social, innovation, important, decision, this, these, expert, view, Their, decision, mistake, important, indicator
2-bazı önemli çatışmaların bölge insanları üzerindeki bu etkilerinin sonuçları bölgedeki halkların göçleri ve evlerinden ayrılmasıydı.
Some, important, fight ,area, people, this, these, effect, result, area, People, migration, their, home, leaving
3-susurluk çetesiyle ilgili bu soruşturmaların sonuçlarıyla ilgili bu açıklamalar bu konuyla ilgili savcıların raporlarındaydı.
Susurluk, band, this, these,investigation,result,this, these, explanation,this, these, Subject,prosecutor,report
4-gelecek yılın başındaki devalüasyon söylentileriyle ilgili açıklamaların sebepleri bütçedeki açıklar ve global krizin etkilerinin doğal olmayan sonuçlarıydı.
Next, year, beginning, devaluation, rumour, explanation, reason, budget, deficit, global, crisis, effect unnatural, result
5-sosyalist görüşün tarzı ve devrimin olağan şekli içselliğin dışa vurumunun diğer koşullarının birleşimindeki sonuçtu.
Socialist, idea, manner, revolution, usual, way, internality, manifestation, other, condition İntegration, result
6-devletin ihalelerindeki bu yolsuzlukların çözülmesi ile ilgili bu kişiler başbakan ve diğer bakanların bu konu hakkındaki fikirleri lehindeydi.
State, adjudication, this, these, abuse, solving, this, these, person, prime, minister, other, minister, this, these, Subject, opinion
7-otomobillerin doğru sürülmeleri ile ilgili bu açıklamaların önem dereceleri bu sürücüleri için hayati bir önemdeydi.
Car, right, driving, this, these, explanation, importance, extent, this, these , driver,vital,importance
8-şirketlerin yıllık açıklarıyla ilgili raporların değerlendirilmesinin sonuçları uzmanların hükümetteki varlıklarının öneminin bariz ispatının sebebidir.
Company, annual, deficit, report, evaluation, result, expert, governmet, existence, importance, Evident, proof, reason
9-susuzluk sorununun çözümüyle ilgili bu uzmanların çalışmalarının önemli bir boyutu bu iki ülke arasındaki ihtilafların çözümünün etkili bir yönüyle ilgiliydi.
Drought,problem,solution,this,these,expert,work,important,aspect, this, these, two,country Conflict,solution,effective,aspect
0 – 35 Saat
1-Bu bölgelerdeki bu gelişmelere göre uzmanların bu raporlarında iyi istihdam planları olabilir.
this, these, area, …., improvement, expert, …., report, good, employment, plan
2-Gelişmiş ülkelerle ilgili bir raporun özetinde bu ülkelerle ilgili olumlu yorumlar vardı.
developed, country, report, summary, this, these, country, positive, comment
3-Meclisteki bu kararların raporlarında vergi reformuyla ilgili tasarılar olacaktı.
national assembly, this, these, decision, report, tax, reform, bill
4-Bu bölgelerden olan ihracatlar için büyük bir hammadde kaynağı olabilirdi.
this, these, area, export, large, raw material, source
5-Bu binalardaki bu hasar miktarlarıyla ilgili bazı uzman görüşleri olmuş olmalıydı.
this, these, building, …., damage, amount, some, expert, opinion
6-Eğitim sistemleriyle ilgili bu çalışmalardaki görüşlerin açıklamalarında bazı hatalar olabilirdi.
education, system, this, these, work, opinion, explanation, some, mistake
7-Uzaydan gelen radyasyondan korunma hakkında bazı önemli çalışmalar olmuş olabilirdi.
space, radiation, protection, some, important, work
8-bu gözlemlerin sonuçlarıyla ilgili bu çalışmaların raporlarında doğru çözümlemeler olmuştur.
this, these, observation, result, …., work, report, correct, analysis/analses
9-Türkiye’deki buğday üretimindeki artışlarla ilgili araştırmalara göre bazı bölgelerdeki sübvansiyonların katkıları olmuştu.
Turkiye, wheat, production, increase, research, some, area, subsidy, contribution
10-Deniz altındaki bu araştırmalardan dolayı bu bölümün bütçesinde bir artış olmuş olacaktı.
sea, this, these, research, …., department, budget, increase
11-Sanayileşmiş ülkelerin sanayi atıklarındaki artışlarla ilgili birkaç birleşmiş milletler raporu olabilir.
industrialised, country, industrial(sıfat), disposal, increase, several, united nations, report
12-Bu problemlerin bu çözümlerindeki çözüm şekillerinde bazı alıntılar olabilirdi.
this, these, problem, …., solution, solution, way, some, citation
13-Yeni imalat teknikleriyle ilgili araştırmaların sonuçlarında uzmanların yeni gözlemleri olmuş olmalıydı.
new, manufacture, technic, research, result, expert, new, observation
14-Sel felaketlerinin sebepleriyle ilgili gelişmiş yöntem araştırması çabalarının sonuçlarında önemli gelişmeler olmuştur.
flood, disaster, reason, developed, method, research, effort, result, important, improvement
15-Çocuklar üzerideki aile içi şiddet çalışmalarının önemli bilimsel sonuçlarında yeni görüşler olabilir.
children, in-family, violent, work, important, scientific, result new, idea
16-Tıbbi ve teknik araştırmaların geliştirilmesiyle ilgili bu raporların teknik analizlerinde veri ve istatistik hataları vardı.
medical, technic, research, developing, this, these, report, technical, analysis/analyses, data, statistics, mistake
17-Bu bölgelerdeki bu ithalat ürünlerinin niteliğiyle ilgili birkaç iyileştirme çalışması olmalıdır.
this, these, area, ….., import, product, quality, several, improvement, work
18-Maden ocaklarındaki çalışma koşullarının düzeltilmesiyle ilgili tasarılar olabilirdi.
mine, working, condition, improvement, bill
19-Bakterilerin analizleriyle ilgili bu çalışmaların sonuçlarında bazı uzman hataları olmuş olacaktı.
bacteria, analysis/analyses, this, these, work, result, some, expert, mistake
20-Kütüphanedeki bu kitapların tasnifleriyle ilgili bilgisayar çalışmalarında bazı veri hataları olmuştu.
library, this, these, book, arrangement, computer, work, some, data, mistake
21-Bu raporların analizlerinin sonuçlarıyla ilgili bir toplantı olabilir.
this, these, report, analysis/analyses, result, meeting
22-Bu tesislerin kuruluş raporlarında artıma tesisleriyle ilgili bazı uzmanların raporları olmalıdır.
this, these, plantation, foundation, report, refinement, establishment, some, expert, report
23-Sınıftaki bu öğrencilerin notlarında belirli bir korelasyon olmalıdır.
class, this, these, student, point, certain, correlation
24-Gözlemlerin bu doğru sonuçlarının analizlerinde hatalar olabilirdi.
observation, this, these, correct, result, analysis/analyses, mistake
0-40 Saat
I – amerikanın bu tavrından dolayı bu müdahale birçok devlet tarafından kınanmıştır
attitude , USA , this, these , , , , , , ,intervention , many , state , to disapprove-d
2 – iki ülke arasındaki bu ihtilaflar birleşmiş milletler tarafından çözülebilirdi
two , country , this , these ,conflict ,united nations , to solve-d
3 – başkanla ilgili bu azil oylamasının faturası bu ülkeye çıkarılmıştır
president , dismissal ,this , these , voting , invoice , , , , , , , country , to give gave given
4 – bu füzeler ve savaşın maliyeti amerikan halkının cebinden çıkarılabilir
this , these , missile , war , cost , american , people , pocket , to recieve-d
5 – bu konuyla ilgili Rusya ve Çin’in vetosu klasik anlayıştan fazlası olarak ele alınamaz
this , these , matter , Russia , China , veto , classical , understanding , as , , , , , , , consider-d , more than , , , , ,’dan fazlası
6 – krizden sonra bölgedeki herhangi bir etnik veya dini karmaşa batılı güçler ve İsrail tarafından etkin şekilde değerlendirilecektir.
crisis , area , any , , , , , , , ethical , or , religious , confusion , western , force , Israel , efficiently , to evaluate-d
7 – ramazan ayından sonra veya önce bu ülkelerin amaçlarının gerçekleşmesi bu ülkedeki yönetimin düşürülmesi olarak değerlendirebilir
ramadan , month of ,, , , , ,this , these country , purpose , realisation , , , , , , , ,government ,
country , overthrow, as , to consider-ed
8 – bu ülkedeki dini ve etnik farklılıklardan dolayı İran tarafından Şii bir hükümet ve İsrail ve Amerikanın desteğiyle bir Kürt devleti krizden sonra muhtemelen kurulabilir
this , these , country , religious , ethnical ,difference , iran , sheete , government , israel , usa ,support , kurdish ,state , crisis , possibly , , , , , , ,to establish-ed
9 – Türkiye için bu krizin zararı ve krizden sonraki kitlesel hareketler hükümet tarafından dikkatle hesaba katılmalıdır
Turkiye , this , these , crisis , damage , crisis , blocked , movement , government , carefully ,take(1) into account took(2) into account taken(3) into account , , , , , ,
10 – bu krizde Türkiye’deki herhangi bir unsurun kullanılması Türkiye’deki gelecek kuşaklar için tehlikeli sonuçlar olarak algılanabilir
This ,these, crisis, Turkiye, any , , , , , , element , use , Turkiye , future , generation , dangerous , result , as , to perceive-d
0 – 45 Saat
1-Bu maddelerin bu analizleriyle ilgili bu araştırmalar bu uzmanlar tarafından bu yöntemlerle yapılmıştı.
this, thesesubstance, …., analysis/analyses, …., research, …., expert, …., method, make/made
2-Bu bulgular bu öğrenciler tarafından henüz elde edilmiştir.
this, these, finding, …., student, yet, to obtain-ed
3-Bu gezegenin bu yanlış yörüngesi bu aletlerle gözlenmişti.
this, these, planet, …., wrong, path, …., device, to observe-d
4-Bu orman yangınları bu ekipler tarafından engellenmiş olacak.
this, these, forest, fire, …., team, to|prevent-ed
5-Uçak kazası ile ilgili bu deliller daima bu uzmanlar tarafından değerlendirildi.
plane, accident, this, these, evidence, always, …., expert, to evaluate-d
6-Bu silahlar bu ustalar tarafından bu yöntemlerle yapıldı.
this, these, weapon, …., master, …., method, make/made
7-Kâgıt üreticilerinin kârlar hakkındaki bu tahminleri enflasyondan dolayı bu ikame malları lehinde bozulmuştu.
paper, producer, profit, this, these, estimation, inflation, …., substitution, goods, to damage-d
8-Bu malzemelerle ilgili kabul belgelerinin tasdikleri bu büro da yapılmıştı.
this, these, material, acceptance, document , approvement, …., office, make/made
9-İstiklal savaşında birçok insan bu bölgelerdeki çatışmalarda kaybedilmişti.
independence, war, many, people, this, these, area, fighting, lose/lost
10-Kapı bu büyük anahtarla açılmıştı.
door, this, these, big, key, to open-ed
11-Bölgesel piyasaların kârları ile ilgili veriler bu arşivlerde toplandı.
regional, archives, profit, data, …., archives, to collect-ed
12-Bu ekskavatörün bu motoruyla ilgili bu parçalar bu ülkeden ithal edilmişti.
this, these, excavator, …., engine, …., part, …., country, to import-ed
13-Gıda zehirlenmesinden sonraki tedavilerin şekilleri bu talimatlarda verilmiştir.
food, poisoning, treatment, way, this, these, instructions, give/gave/given
14-Uyuşturucu satışları hakkındaki bu polis raporları beş yıl önce düzenlenmişti.
drug, sale, this, these, policefreport, five, year, ago, to arrange-d
15-Tifüs hastalığıyla ilgili bir anamnez bu uzmanlar tarafından bu binadaki laboratuvarlarda yapılmıştı.
typhus, disease, history, this, these, expert, …., building, laboratory, make/made
16-Kaplan sayısındaki azalmalarla ilgili endişeler bu toplantıda bu uzmanlar tarafından ele alındı.
tiger, number, decrease, concern, this, these, meeting, …., expert, to consider-ed
17-Karabasanların sebepleriyle ilgili araştırmaların sonuçları uyku uzmanları tarafından incelenmişti.
nightmare, reason, research, result, sleep, expert, to study-ied
18-Kaplama sanayindeki üretim artışları bu şirketlerin alımlarıyla desteklenmiştir.
coating, industry, production, increase, this, these, company, purchase, to support-ed
19-Karamsar yaklaşımların etkileriyle ilgili vaka incelemeleri bu uluslararası toplantıda sunulmuş olacak.
pessimistic, approach, effect, case, study, this, these , international, meeting, to submit-ted
20-Ordunun karargahıyla ilgili yer sorunları bu toplantıda subaylar tarafından ele alındı.
army, headquarter, place, problem, this, these, meeting, officer, to consider-ed
21-Kasırganın tahrip edici sonuçlarıyla ilgili çalışmalar bu uzmanlar tarafından bakana sunuldu.
cyclone, damaging, result, work, this, these, expert, minister, to submit-ted
22-Kâşiflerin bu keşifleriyle ilgili belgeler üç yıl önceki bir kazıda ortaya çıkarılmıştı.
explorer, this, these, discovery, document, three, year, ago, excavation, to reveal-ed
23-Bu endüstrideki kartellerin bu çalışmaları hükümet tarafından durdurulmuş olacak.
this, these, industry, cartel, …., work, government, to stop-ped
24-Alkollü içkilerin satışlarıyla ilgili yasakların yaptırımları bölgeler arası bir konseyde ele alındı.
alcohol, drinks, sale, prohibition, sanction, interregional, council, to consider-ed
25-Gözlem uydusunun raporlarına göre bölgedeki silahlanma çabaları artırılmıştır.
observation, satellite, report, area, armament, effort, to increase-d
0-50 Saat
I – hükümetin bu konudaki ihmalleri halk arasında eleştirilmiş midir?
government , this , these , subject , neglect ,people , to criticise –d
2 – mali sorunlardan dolayı bu toplantılar iptal edilmiş midir?
financial ,problem , this , these , meeting , to cancel – ed
3 – bu malların satışındaki yolsuzluklar müşterilerin azalmasına sebep oldu mu?
this , these , goods , sale , abuse , consumer , decrease , to cause –d
4 – bu soruların çözümleri bu öğrenciler tarafından bu yöntemlerle yapılmış mıdır?
this , these , question , solution , student , , , , , , , method , make made
5 – bu binanın sakinleri belediye binasındaki bir toplantıya neden katılmıştı?
this , these , building , inhabitant , city hall , meeting , why , to take part took part taken part
6 – güneşteki patlamaların sebepleriyle ilgili bu açıklamaları yapanlar kimlerdir?
sun , explosion , reason , this , these , explanation , make made , who
7 – bu problemlerin istatiksel çözümleri ile ilgili birçok açıklama bu uzmanlar tarafından bu toplantıda yapılmış mıdır?
this , these , problem , statistical , solution , many , explanation , , , , , , expert , , , , , , meeting
make made
8 – hapishanedeki koşullarla ilgili infaz memurunun bu açıklamaları hapishane yöneticisi tarafından reddedilmiş midir?
jail , condition , execution , officer , this , these , explanation , jail , manager , to refuse-d
9 – bu parti başkanının mafya ile yakın ilişkileri ülkedeki demokratikleşme süreçlerini olumsuz olarak olarak etkiliyor?
this ,these , party , president , mafia , close , relation , country , democratizing , process , negatively , to affect-ed
10 – hangi sebeplerden dolayı bu ülkeye saldırılmıştır?
which , reason , this , these , country , to attack-ed
11 – bu yöntemlerin eleştirisi tıp alanında yapılmış mıydı?
this ,these , method , critics , medicine , field , make made
12 – bu bölgelerdeki yiyecek stokları bu bölgenin halkı için yeterlimiydi?
this ,these , area , food , supply , , , , , , area , people , enough ,
13 – merkez bankasındaki döviz rezervleri bu problemlerin bu çözümleri için yeterlimiydi?
central bank , exchange reserve , this , these , problem , solution , enough
14 – farklı mallarla ilgili üretim planları bu merkezde yapılmış mıdır?
different , production , plan , this , these , centre , make made
15 – bu maddelerle ilgili verileri kapsayanlar hangi dosyalardır?
this , these , substance , data, to contain , which , file
16 – bölgesel sorunların sebeplerini oluşturanlar hangi unsurlardır?
regional , problem , substance , reason , to form , which , file
17 – karmaşık problemlerin çözümüne yardım edenler kimlerdir?
complex , problem , solution , to help , who
18 – tıbbi alanlardaki bu gelişmelerin toplum içindeki yansımaları nelerdir?
medical , field , this , these , development , community , reflection , what ,
19 – bu sonuçlar ne zaman gözden geçirilmiştir?
this ,these , result , when , to review
20 – borsadaki şirketlerin sermaye artırımlarının yararları nelerdi?
stock , exchange , company , capital , increase , benefit , what
0 – 50 Saat
1– bu bölgelerdeki gelir dağılımlarını araştıran kimdir?
this , these , area , income , distribution , to study , who
2 – bu gezegenlerin yörüngesini hesaplayan kimdi?
this , these , planet , path , to calculate , who
3 – mali dengesizliklerin olumsuz tarafları bu toplantıda tartışılmamış mıydı?
financial , unbalance , negative , side , this , these , meeting , to discuss-ed
4 – bu uyduların bu pozisyonları bu hesaplamalara göre düzeltilmiş miydi?
this , these , satellite . . . . . . .position . . . . . . . calculation , to regulate-d
5 – bu binalardaki tesisatların dizaynları hakkındaki tartışmaların asıl amacı nedir?
this , these , building installation , design , discussion , main , purpose , what
6 – silahlardaki tetik mekanizmalarının bozulmasından dolayı bu silahlar iade edilmiş miydi?
weapon , trigger , mechanism , damage , this these , weapon , give back gave back given back
7 – kitaplardaki bu özetlerin incelemelerini yapan kimdir?
book , this , these , summary , study , make , made , who
8 – bu makinelardaki bu hatalar üç gün önce bu yöntemlerle tespit edildi mi?
this , these , machine , . . . . . , fault , three ,day , ago , . . … . , method , to detect-ed
9 – bu ihracatlardaki artışlarla ilgili araştırmalar var mıydı?
this , these , export , increase , research
10 – kıkırdak dokuyla ilgili bu araştırmaların sonuçları bu dergide yayınlanmış mıydı?
cartilage , tissue , this , these , research , result , . . . . periodical , to publkish-ed
11 – kılıçbalığı neslinin tükenmesiyle ilgili bu araştırmalara göre bu bölgelerde zincirleme yok oluşlar olabilir miydi?
swordfish , generation , extinction , this , these , research , . . . . . , area , incontinuous succession , extinction
12 – hükümetin bu konuyla ilgili bu ihmalleri halk arasında nasıl eleştirilmiştir?
government , this , these , subject , . . . . . , neglect , people , how to ciriticise
13 – mali sorunlardan dolayı bu toplantılar ertelenmiş midir?
financial , problem this , these , meeting , to cancel-ed
14 – bu malların satışlarındaki bu yolsuzluklar müşterilerin azalmasına yol açtı mı?
this , these , gooda , sale . . . . . ., abuse , customer , decrease , to lead tol led to
15 – bu sorunların çözümleri bu öğrenciler tarafından bu yöntemlerle yapılmış mıdır?
this , these , problem , . . . . .. . , solution , . . . . . , student , . . . . .. , method , make made
16 – bu binanın sakinleri belediye binasındaki bu toplantıya neden katılmıştı?
this , these , building , inhabitant , city hall , . . . . . , meeting , why , take apart took apart taken apart
17 – güneşteki patlamaların sebepleriyle ilgili bu açıklamaları yapan kimdir?
sun , explosion , reason , this , these , explanation , make made , who
18 – bu problemlerin istatiksel çözümleriyle ilgili bir çok açıklama bu toplantıdaki bu uzmanlar tarafından yapılmıştı?
this, these , problem , statistical , solution , many , explanation , . . . . . , meeting , . …. , expert make made
19 – hangi hapishanedeki koşullardan dolayı infaz memurunun bu açıklamaları hapishane yöneticisi tarafından reddedilmişti?
which , jail , condition , execution , officer , this , these , explanation ,jail , manager , to refuse-ed
20 –bu yöntemlerle ilgili bu eleştiriler tıp alanında da yapılmış mıydı?
this , these , method , . . . . . . , critism , medicine , field , also , make made
0 – 60 Saat
1-Gelişmiş tekniklerle ilgili bu açıklamaların etkileri şirketlerin maliyet azaltıcı çalışmalarına katkıda bulunabilir.
to developed, technic, this, these, explanation, effect, company, cost, to decrease, work, to contribute-d
2-Uzay araştırmalarıyla ilgili bu artan çalışmalar gelişmiş teknoloji araçlarıyla desteklenmelidir.
space, research, this, these, to increase, work, to develop-ed, technology, device, to support-ed
3-Hayat standardının uygulanmasıyla ilgili bu değiştirilmiş vergi tasarıları bu şirketler için aratan endişelere yol açmıştı.
living, standard, application, this, these, to change-d, tax, bill, ……., company, company, to increase, concern, lead to/led to
4-Gelişmiş aşı teknikleriyle ilgili belirleyici kanunlar hastalık oluşturucu virüsleri engelleyebilir.
to develop-ed, vaccine, technic, to determine, law, disease, to make, virus, to prevent-ed
5-İklimdeki değişikliklerin kötü etki oluşturan sonuçları bu geliştirilmiş yöntemlerle tespit edilmiş olacak.
season, change, bad, effect, to make, result, this, these, to develop-ed, method, to inspect-ed
6-Bu sektörlerdeki bu kâr azaltıcı daralmalar gelişmiş endüstrilerin azalan verimliliklerini göstermişti.
this, these, sector, ….., profit, to decrease, narrowing, to develop industry, to decrease, productivity, to show-ed
7-Bu gelişmiş uzay aracının bu artan hızından dolayı aracın parçalanma olasılığı bu bilim adamları tarafından olasılık hesaplayan bilgisayarlarla tespit edildi.
this, these, to develop, space, vehicleto increase, velocity vehicle, breaking up, possibility, …., scientist, possibility to calculate, computer, to determine-d
8-Devletin bu değiştirilmiş para politikası artan dış borçların finansmanı için enflasyonu azaltan politikaları kullandı.
state, this, these, to change-d, monetary, policy, to increase, foreign, debt, financing, inflation, to decrease, policy, to employed
9-gelişmeyi teşvik eden kanunların uygulanması azalan yatırımların desteklenmesindeki vazgeçilmiş tasarıları ortaya çıkarmıştı.
development, to incite, law, application, to decrease, investment, supporting, give up / gave up / given up , bill, to reveal-ed
0 – 65 Saat
1-Bu bölgelerde yaşayan bu insanların akrabalık ilişkileri artan feodal özelliklerden dolayı bölge içinde şiddet artırıcı etnik çatışmalara yol açmış mıydı?
this, these, area, to live……people, kinship, relation, to increase, feudal, feature, area, violence, to increase, ethnical, conflict, to lead to led to
2-Aşırı tüketimlerden dolayı artan yiyecek ihtiyacının verimlilik artırıcı gübrelerle desteklenmesi gelecek birkaç yıl içinde daha şiddetli ölümcül sonuçlara sebep olabilir.
excess, consumption, to increase, food, need, productivity, to increase, fertiliser, support, next, several, more, violent, fatal, result, to cause-d
3-Afganistan’da var olan sorunlar bölgedeki yaşayan halkın asimilasyonu sonucunda bölgesel ve ülkeler arası çatışmalara da sebep olabilirdi.
afghanistan, to exist, problem, area, to live, people, assimilation, result, regional, inter countries, conflict, also, to cause-d
4-Yiyeceklerde bulunan bu zehirleyici kimyasal maddeler gelişmiş tekniklerle ve modern cihazlarla bu uzmanlar tarafından tespit edilmiştir.
food, to exist, this, these, to poison, chemical, substance, to develop-ed, technic, modern apparatus, expert, to determine-d
5-Alışkanlık yapıcı maddelerle ilgili deney yapan bu uzmanlar alkollü içkilerin bu özellikleriyle ilgili raporlar düzenledi.
habit, to make, substance, to experiment, this, these, expert, alcohol, drink……feature, report, to prepare-d
6-Bu malların alış fiyatlarında meydana gelen bu düşüşlerin talebi artırıcı sonuçları ülkenin azalan ihracatları için olumlu bir durum oluşturmuştu.
this, these, goods, purchase price, to take place, decrease demand, to increase, result, country, to decrease, export, positive situation, to constitute-d
7-Deniz altında yaşayan bu canlılarla ilgili bazı araştırmalar deniz dibindeki varolan yaşam türlerinin evrimsel süreçlerinin özelliklerini ortaya koymuş olacak mı?
sea, to live, this, these, livingjsome, research, sea, deep, to exist life, species, evolutionary, stage, feature, to reveal-ed
8-Bu ülkelerde varolan ekonomik sorunlar tüm dünyadaki varolan ekonomik dengeler için mali çıkmazlar oluşturan durumlara sebep olabilir.
this, these, country, to exist, economic problem whole, world, to exist, economic, balance, financial, dilemma, to make, case, to cause-d
9-Bu ülkeden kaçan dövizlerin fazlalığından dolayı azalan işlem miktarları borsada minimum fiyat oluşumlarını da engelliyor.
this, these, country, to flow, foreign exchange, abundance, to decrease exchange, amount, stock, exchange, minimum, price, formation, also, to prevent-ed
10-Farmakoloji alanında meydana gelen yenilikler birçok hasta lığın tedavisiyle ilgili yeni ilaç ve preparatların geliştirilmesini de sağladı. pharmacology, field, to take place, improvement, many, disease, treatment, new, medicine, preparation, development, also, to provide-d