Türkiye'de İngilizce Sorunu

Sonuna kadar okumanızı tavsiye ediyoruz.

İngilizce eğitimi Türkiye’de Osmanlıdan bu yana sürüp gelen büyük bir sorundur.
 
Tanzimat döneminde başlayan bugüne kadar süre gelen 'İngilizce Hırsızlığı' uzun yıllar da sürecektir.
 
Bu yazımı çok önemli bir TV kanalının aldığı konuğu dinledikten sonra yazmaya karar verdim.
 
Uzun süredir duyduğum mantığıma bir türlü yatmayan dinledikten sonra da nefretle tekrar tekrar dinlediğim bu zırvalıklar Türkiye’de İngilizce Hırsızlığı'nın hangi boyutlara ulaştığını çok açık bir şekilde ortaya koyuyor.
 
Söylemlerindeki tezatlığı görebilmek için ne İngilizceyi çok iyi bilmeye ne de İngilizce eğitmeni olmaya gerek yok.
 
Biraz kafası çalışan, cümleler arasında bağlantı kurabilen çocuk bile bu zırvalıkların gerçeği yansıtmadığını çok rahat görebilir.
 
Ve bu insanlara inanıp eğitim alan kişilerin birçoğu güya Türkiye’de önemli mevkilerde görev alan kişiler.
 
Ama nedense isimleri var ancak soy isimler ….
 
1960 yılında Berlin duvarının yıkılmasıyla diye başlayan method anlatımı tam bir zırvalık..
 
Bu 1960 yıllarından kalma güya dil öğretim methodu burada method kelimesine büyük bir parantez açmak istiyorum.
 
Dilin hiçbir safhasında method, yöntem, taktik, teknik olmaz. Dil dümdüzdür. Dili ya biliyorsunuzdur ya da bilmiyorsunuzdur. İngilizceyi 2 kur biliyorum..B1 seviyesindeyim gibi söylemler saçmalığın dik alasıdır. 
 
 
Türkiye’deki 'İngilizce Hırsızlığı' kur sistemi ile taktik teknikle method ile insanları yıllarca kurslara mahkum edip, senetler imzalatıp, kredi kartlarından peşin paraları alıp insanlardan sadece alan taraf olmuştur. Hiçbir zaman ne emeklerinin ne de paralarının karşılığını vermemişlerdir.
 
 
Matematikte, karatede, tekvandoda, güreşte; taktik, teknik, yöntem, method, kısa yol, pratik yöntem olur ama İngilizcede ya da herhangi bir x dilinde olmaz.
 
 
Vardır diyorsanız o zaman şu sorulara cevap verin;
 
Ben bir İngiliz vatandaşıyım. Bana Türkçe öğretme tekniği gösterebilir misiniz?
 
Türkçeyi bana hangi methodla öğretebilirsiniz?
 
Başlangıç seviyesinde Türkçe bilmek istiyorum ne öğretebilirsiniz? Nereden başlarsınız? Hangi yapıdan?
 
Ticaret Türkçesi öğrenmek istiyorum bana ne katabilirsiniz?
 
Günlük Türkçe öğrenmek istiyorum mesela ya da sınav Türkçesi istiyorum ya da mesela Türkçe 5 kur olsun. Ben 3 kurunu öğrendim. Ygs de paragraf sorusu çözebilir miyim?
 
2 kurluk Türkçe ile doğu illerimizi gezebilir miyim?
 
Bir fuara katılsam yurt dışından gelen bir iş adamıyla her konuda konuşabilir miyim Türkçenin %45 lik kısmıyla?
 
Ya da Türkçe rüya görebilir miyim? Eczaneden ilaçlarımı Türkçe alabilir miyim?
 
Bana sadece yazma Türkçesi lazım ya da konuşma böyle bir kurs var mı bildiğiniz?
 
Türkçe konuşma sınıfları olsun mesela günlük Türkçe konuşalım.
 
Bu sorularıma mantıklı bir cevabı olan biri varsa adres ve telefonumuz iletişim kısmında var. Buyursun gelsin.
 
Kaldığımız yerden devam edelim.
 
Bir İngilizin bir Amerikalının afedersiniz lavaboda otururken bulduğu bir teknik, taktik, method gibi 1960 yılında ortaya çıkan bu method da diğerlerinden farklı değildir.
 
Bu methodları Türkiyeye getiren şahıslar methodlarını anlatırken bile kendileri ile çelişiyorlar.
 
x günde hiç kimse ile görüşmeyen, telefonları bile alınan insanlar x gün sonra -ki bu x gün 1 elin parmakları kadar fazla anlaşılmasın-eczaneden ilaçlarını İngilizce satın alabiliyorlar, adres sorarken İngilizce sorabiliyorlar, ben taksiye bindim şimdi buraya gideceğim, o çok pahalı bana indirim yapın gibi ‘başlangıç İngilizcesi’(!!!!) konuşabiliyorlar.
 
Şimdi aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
 
Ben taksiye bindim.
 
Şimdi buraya gideceğim.
 
Sultanahmet’e nasıl giderim?
 
O çok pahalı bana indirim yapın.
 
Bu 4 cümlenin ki biri soru cümlesidir hangisi başlangıç seviyesi? Ya da başlangıç seviyesi ne demek? Ne içeriyor?
 
Bu x günün sonunda geçmiş zaman gelecek zaman ve şimdiki zaman gibi basit yapılarda konuşulabiliyormuş.
 
Geçmiş zaman gelecek zaman şimdiki zaman başlangıç İngilizcesi midir ya da basit yapılar mıdır? Buna nasıl karar verdiniz?
Buna kim karar verdi?
 
Şunu çok merak ediyorum.
 
Onlara göre 3 basit yapı olan bu 3 zamanda konuşan kişiye yani x günde yetiştirdiklerine:
 
‘Bak arkadaşım karşına bir yabancı gelince ona diyeceksin ki;  Ben 550 kelime biliyorum. Sadece geçmiş, gelecek ve şimdiki zamanlarda cümle kurabilirim. Bunun dışında konuşamam bilgin olsun. Sende bu 3 zamanda ve bildiğim kelimeler doğrultusunda konuş yoksa anlaşamayız' demeyi de öğretiyorlar mı acaba?
 
Yurt dışına giden iş adamlarına iş İngilizcesi eğitimi veriyorlarmış.
 
Çok haklılar bu adam yurt dışına çıkınca sadece makina parçası arayacak zaten ya da sosyal amaçlı gidenlere göre eğitim varmış onlarda herkese adres sorar daha fazlasına gerek yok.
 
Bu method İngilizce konuşmanızı sağlarmış. Bakın sadece konuşacaksınız yazamayacaksınız. Konuştuğu bir şeyi yazamaz insan çok doğru.
 
Düz mantıkla yani köylü mantığıyla olay şu CAHİLSİN kardeşim sen. Konuştuğunu yazamayana cahil denmez mi?

Dilin amacı cümle kurmaktır. Cümle kurmayı bilen KONŞUR, OKUR, ANLAR VE YAZAR. 

BİNLERCE SAAT İNGİLİZCE EĞİTİMİ ALIP 2 CÜMLE KURAMIYORUZ. 

TÜRK MİLLETİ DÜNYADAKİ EN ZEKİ MİLLETTİR. SORUN İNSANLARIMIZDA DEĞİL. BİZE DAYATILAN ÖĞRETMEMEK ÜZERİNE BİR DAHA SÖYLÜYORUM ÖĞRETMEMEK ÜZERİNE KURULMUŞ SİSTEMLERDEDİR. 

BİRAZ ANLASIN YETER MANTIĞIYLA ÖNÜMÜZE SÜRÜLEN KİTAPLARA HER SENE KAÇ MİLYAR DOLAR GİDİYOR BİLİYOR MUSUNUZ? 

TAM 5 MİLYAR DOLAR.

KUŞE KAĞIDA BASILMIŞ KİTABI HER SENE ÇOCUKLARIN ÖNÜNE SÜREN ZİHNİYET BU MİLLETİN PARASINI ÇALIYOR. YAZIK.

EVET HODRİ MEYDAN 100 SAATTE BİZ SIFIR OLAN BİRİNE İNGİLİZCE ÖĞRETİYORUZ.

O KİTAPLARLA 100.000 SAATTE İNGİLİZCE ÖĞRETEMEZSİNİZ. MİLLETİ KANDIRMAYI BIRAKIN.

Güncel tüm bilgiler için İnstagram hesabımızı takip edebilirsiniz.