Geri

'Yapma'nın İngilizcesi

Türkçemizde yapmak fiili iş yapmak,spor yapmak,keyif yapmak gibi birçok kelimeye eylem anlamı getiren bir fiildir. İngilizcede de aynı şekilde fakat analizi Türkçeye göre bir öncekilerin ve benzerlerinin birçoğunun fiil gibi kullanıldığı fakat spesifik olarak da Türkçe ile özellikle 'do' ve 'make' fiilleri ayrımında benzerlikler taşıdığı bir anlamsallık ve kullanıma sahiptir.

Şimdi önce 'do' fiilinden başlayarak ve ayrımları da koyarak 'yapma'nın İnglizcesine bakalım.

'DO' NUN ÜÇ TEMEL KULLANIMI VARDIR.
GİRİŞ(1)

1-YARDIMCI FİİL.
Do yardımcısı (yardımcı fiili) vurgulu,soru,olumsuz ve kısaltılmış fiil formları oluşturmak için diğer fiillerin mastarlarıyla birlikte kullanılır(mastarsız mastarlarla yani bare infinitive lerle).
I do like your ear-rings.
Did you remember to post my letters.
This doesn't taste very nice.
'That carpet needs cleaning.''Yes it certainly does'.
2-GENEL AMAÇ FİİLİ.
Do ayrıca sıradan bir fiildir(yardımcı fiil olmayan).Hemen hemen her türlü fiile atıfta bulunan bir fiildir ve daha olası veya daha kesin olmanın mümkün olmadığı durumlarda kullanılır.
what are you doing?
don't just stnad there .do something.
I have finished the phone calls and I will do the letters tomorrow.
He would rather talk about things tham do them.
All I did was give him a little push.
3-İKAME(FİİLİ)KULLANIMI.
İngiliz İngilizcesinde, do fiili bir yardımcıdan sonra asıl fiil kullanımı şeklinde bir ikame
olarak tek başına kullanılabilir.
do you think ali cengiz will come.He might do.(US. he might)
Başka bir fiili veya takibeden bir fiili tekrarlamaktan kaçınmak istediğimiz zaman 'Do so/it/that'
ifadelerini kullanabiliriz.
I am ready to have a nervous breakdown,and I shall do so as soon as I can find time.
He told me to open the door.I did it as quietly as I could.
4-BİLEŞİK ŞEKİLLER.
Yardımcı olan do ve yardımcı olmayan do birlikte kullanılabilir.
Do you do much gardening.
How do you do(kalıp kullanımıdır)
The company did not do very well last year.
She doesn't do much,but what she does do,she does very well.
 DO(2) YARDIMCI FİİL.
DO yardımcı fiili birçok şekilde bu amaç için kullanılabilir.
1- Sorular:
Diğer yardımcı filler olmadan sıradan fiillerle soru yapıları oluşturmak için kullanılır.
do you like football.
can you play football.
Yardımcı olan do yapmak anlamındaki do ile de soru yapısı oluşturur.
what do you do in the evenings.
2-Olumsuzlar:
Sıradan yardımcı fiillerle değil fakat sıradan do fiilini de içerecek şekilde sıradan fiillerle olumsuz cümlecikler oluşturacak şekilde kullanılır.
  I do not like football
  I can't play football
  I donot do much in the evenings
3-Vurgu:
do kelimesi duygusal veya zıtlık ifade eden bir vurguyu anlatmak için olumlu bir cümlede
kullanılır.
At no time did he lose his self-control.
5-Parantez kullanımları:
Bir yardımcı fiilin bütünüyle bir fiil veya fiil ibaresi yerine kullanıldığı durumlarda,
do, sorular ve olumsuz cümleler kadar olumlu cümlelerde de yaygındır.
she doesn't like dancing,but I do...(=...but I like dancing)
Sümeyye thinks there is something wrong with Osman,and so do I.
You saw Abrürrezzak, did not you?
'That meat smells funny' 'Yes it does,doesn't it'
DO(3) GENEL AMAÇ FİİLİ; DO VE MAKE.
Genel amaç fiili olarak do birkaç kullanıma sahiptir ve bazen make fiiliyle karıştırılır.
1-Kesin olmayan aktiviteler için do:
Örneğin thing,something,nothing,anything,everything ve what gibi kelimelerle
ilgili konuştuğumuz yani hangi aktiviteden bahsettiğimizin tam olarak belli olmadığı durumlarda
do kullanırız.
Then he did a very strange thing do something
I like do something
what shall we do.
2-İş yapma anlamında do:
İş veya meslekle ilgili bir şey yapma anlamında do kullanırız.
I am not going to do any work today.
could you do the shopping for me.
I would not like to do your job.
Has Süleyman done his homework.
could you do the ironing first,and then do the windows if you have got time.
3- do....ing.
İnformal yapı kullanımı içinde, örneğin işler ve hobilerle ilgili belirli bir zaman alan veya tekrarlı olarak
gerçekleştirilen eylemlerden bahsetmek için do...ing yapısını kullanırız. Burada -ing formundan önce,
örneğin the,my,some,much gibi belirleyiciler genel olarak kullanılır.
During the holidays,I am going to do some walking, some swimming and a lot of reading.
Let your fingers do the walking .(telefonla alışveriş reklamı)
do dan sonraki fiilin bu yapıda bir nesnesi olamayacağına dikkat edin.
I am going to watch tv.(NOT: I am going to do some watching tv)
Bununla birlikte do dan sonra sık sık verb+object uyumu oluşturan bileşik bir isim geldiğini
görebiliriz.
I want to do some bird-watching this weekend.
It is time I did some letter-writing.
devam edeceğiz...

NOT: Hiç hatırlamam bir gün haşlamanın biri gelip 8 ayda İngilizce mi olur dedi. Aynı haşlama
dalgası tusunami (tsunami) oluşturarak her yerden gelmeye devam ediyor. ODTÜ,BOĞAZİÇİ,BİLKENT vs. okullarda hazırlık 8 aydır.
Ülkemizde düşünce sistemleri standart değil her insana göre olduğu için şimdi gelin basit dört işlemle
standart eğitim zamanları nedir ona bakalım.
Örneğin bir tıp öğrencisi 6 yıl okur ama aslında okula ne kadar süre gider ona bakalım.
Her yıl 3 ay yaz tatili 6 yılda 1.5 yıl eder.  Kaldı 4.5 yıl.
Her yıl 1 ay sömestir tatili 6 yılda eder 6 ay eksi 4.5 yıl kaldı mı 4 yıl.
Her yıl yaz tatili ve sömestirlerden artan 8 ayda her hafta 2 gün hafta sonu tatili olmak üzere 6 yılda
48 ay ve ayda 8 gün hafta sonu tatilinden 48*8=384 gün yaklaşık 1 yıl eksi kalan 4 yıl ve kaldı mı 36 ay yani 3 yıl. Haftada 1 gün hiç okula gidilmediğini düşünürsek tüm boş zamanlar olarak 48 ayda ve ayda 4 günden 192 gün yani 6 ay yaklaşık ve eksi 3 yıl yaptı mı 3 yıl yani 2.5 yıl. bu 6 yılda ramazan, kurban, resmi, milli tatillerin de en az bir defa denk geldiğini düşünürsek 1 ay da bunlardan gider etti mi 2 yıl dört ay.
Her yılın iki döneminde vize ve finaller için 15 er günden her dönem 1 ay ve 2 dönemde 2 ay ve 6 yılda  12 ay da sınavlarla geçti mi kaldı mı şimdi 1 yıl dört ay. Yani net en fazla 16 ay yani dediğimiz gibi 1 yıl 4 ay. Yani 6 sene tıp okuyan bir vatandaş aslında sadece derse girip hocayı dinleme ve 'intern' denilen staj gibi uygulama saflarında vs toplamda sadece maksimum 1 yıl 4 ay okuyor. Ne yani şimdi böyle mi hesap yapalım. Böyle mi ifade edelim eğitimi.

Ben derse giriyorum bazen 2 saat 20 dakika ders yapıyorum ve kimse de sıkılmıyor rahatsız olmuyor, dersin nasıl geçtiğini anlamıyor. Türkiye de bir ders saati tüm milli eğitimde sadece 40-45 dakikadır. ALOOOOOOOOOO HAŞLAMA TAYFASI, SÜZME GÜRUHU, BAĞIRSAKLARIYLA DÜŞÜNENLER HUUUUUUU. Siz böyle kurs bulmuşsunuz da neyinizi ararsınız. Ülkemizde hangi kurumda 1 saat süren ders vardır. Bizde vardır. Bizde konu bitmeden ders bitmez. Madem ki bazı beyin yoksunları hesabı seviyor o zaman ben de aynı hesabı yaparsam 1 ders saati 40 dakikadan 3 ders 120 dakika ve 5 er dakikadan 2 ders arası ve toplam 130 dakika yapar. Biz bile daha fazla ders yapıyoruz. Bu hesaba itirazı olanlar cesaretlerine, erkekliklerine, Müslümanlıklarına güveniyorlarsa otoriteye karşı çıkıp 40-45 dakikalık derse karşıyız desinler bakalım. Ben hayal mi görüyorum yahu.

Bizde mertlik nickname lerin (rumuzların)arkasına saklanıp pislik atmak olmuş. Biz tabiri caizse taş gibi ortadayız.
Müfredatımızın şimdiye kadar 500 e yakın odtü, boğaziçi, bilkentte okumuş, İngilizce öğretmeni, mütercim tercüman vs. vs. olan öğrencileri olmuş ve hala da vardır. Müfredatımızı her unsuru(derse devamlılık, eksiksiz raporlar ve quiz başarısı ile) ile bitirip de dünya üzerinde herhangi bir dil sınavında yüzde 70 puan, seviye, net vs. vs. altında kalanlara bize geldikleri süre boyunca yaptıkları her türlü masrafı ve kurs ücretlerini 2 katıyla ödemeyi taahhüt ediyoruz. Cesareti olan günde 2 saati ben bu işe ayırırım diyen gelsin. Çalışma şiarı olamayana biz ağır geliriz, midesine otururuz, ilerde sekel(yan etki)iz bırakırız. Biz tekiz, bir taneyiz, taklitlerimiz bile yoktur. Bir kırk altı çıkıp matematiksel İngilizce diye kurs açmış ve diğer bazı kırk altılar siz de mi aynı şeyi yapıyorsunuz diyor. Benim hayatım boyunca ağzımdan böyle bir saçmalık çıkmadı. Dil semboller bütünüdür ama matematiksel dil veya İngilizce diye bir saçmalık yoktur.
NOT 2: Her gün yediğiniz , yemeklerinizde kullandığınız ve marketten alırken, aldığınız domates salçasının 1 kg diye satılanının aslında kaç gr olduğunu her salça alışta ne kadar kazık yediğinizi hesaplayın ve kaçınız. Bunun farkına varıp markete dilekçe bıraktınız onu da elinizi başka yerlere değil vicdanınıza koyup düşünün.

Aldığınız sıvı yağların tenekesine kg başına yağ parası kadar para verirken ne kadar bilinçlisiniz. Bazı mallar gittikleri kursun ambalajına bakıp bir güzel kazıklandıktan sonra aynı ambalajı bizde de aramaktadırlar. Hep dediğimiz gibi biz de minili hatunlar, size koridorda eşlik eden fotoseller, kantinde ayrı bir ambiyans (ortam) yapan bir soygun ortamı, dersi kaynatan hocalar yoktur. Aradığınız buysa alışıldık kazık yediğiniz matrix dünyanıza dönünüz lütfen.

NOT 3: iNGİLİZCE DÜŞÜNEN halen bir ana dili Türkçe olan Ademoğlu çıkmamıştır bazıları uzaktan veya telefonla haber yolluyor düşünenler var diye ama cesaret edip çıkan olmadı. Buradan bir duyuru yapmak istiyorum İngilizce düşünen biri çıkıp benim ve kamuoyunun önünde bunu ispat ederse vergileri ödenmiş sıfır bir dizel otomobili anasının ak sütü gibi helal olsun diyeceğimiz şekilde
kendisine hediye edeceğiz helal olsun. Ama Allah(c.c) aşkına çıksın artık inanın 25 yıldır beklemekten bıktım lütfen dizlerimin üstünde yalvarıyorum.

SAYGILAR.
Mustafa Özay