Türkçeyle karşılaştırıldığında İngilizcede 'önce'lik kavramı daha farklı bir algı
ve analiz ürünü olması açısından biraz farklı bir kelime kullanımını gerektirir.
Örneğin Türkçede 2 gün önce dediğimiz ifade ile anlaşılan ile İngilizcede 2 gün önce
dediğimiz ifade ile anlaşılan şey farklı olabilmektedir.
...............A........B........k.............
-2days- -2days-
Tabloda da gördüğümüz gibi k konuşma anını göstermek üzere şimdiden geçmişe
gidersek geçmişte 2 nokta var A ve B noktaları. A noktası ile B noktası arası 2 gün ve
B noktası ile k konuşma noktası arası 2 gün ve A noktası ile konuşma anı arası 4 gün.
Şimdi;
Türkçede A noktası için 4 gün önce ve B noktası için 2 gün önce deriz.
İngilizcede A noktası 4 days ago, B noktası 2 days ago olarak anlatılırken A noktası
ise aynı zamanda 2 days before olarak ifade edilir.
Ago kullanımı konuşma anına göre geçmiş zaman noktası kullanımı iken before kullanımı ise anlatıldığı noktanın konuşma anı ile kendisi arasındaki başka bir noktaya göre olan önceliğinden bahsetmek için de kullanılır.
AGO kullanımıyla ilgili özellikler:
1-POZİSYON:
zaman ifadesi+ago
I met her six weeks ago.(...ago six weeks-yanlış)
a long time ago.
2-TENSE kavramı içinde kullanımı:
Ago ile kullanılan bir ifade, bitmiş zaman noktası olarak da bilinen ve normal olarak past tense ler denilen zamanlarla kullanılır ama perfectlerle kullanılmaz.
She phoned a few weeks ago.(she has phoned-yanlış)
Where is ali? He was working outside ten minutes ago.
Bununla birlikte bir present perfect tense,since....ago ifadesi ile yani since+herhangi bir
diğer zaman ibaresi şeklinde gibi kullanılabilir.
We have been living here since about eight years ago.
I haven't bought any since a week ago.
3-AGO ve FOR arasındaki farklılık:
Ago şu anda varolan bir şeyin ne kadar önce meydana geldiğini söylerken, for ise bir geçmiş zamanla
beraber o şeyin ne kadar sürdüğünden bahseder.
Karşılaştırırsak:
He died three years ago.(şimdiden 3 yıl önce)(he died for three years ago-yanlış)
He was ill for three years before he died.(hastalığı 3 yıl sürdü)
BEFORE kullanımıyla ilgili özellikler:
1-'at any time before now/then'
Şimdiden herhangi bir zaman önce anlamında before kullanabiliriz. İngiliz
İngilizcesinde present perfect normal olarak kullanılabilir.
I think I have seen this film before.
Have you ever been here before?
Before ayrıca sonrasından daha sonra bir zaman kadar önceliği(yukarıda tabloyla açıklamıştık)
ifade etmek için past perfect ile kullanılır.
She realised that she had seen him before.
2-Bir geçmiş zaman noktasından daha geriye gitme:
Bir şeyin geçmişte ne kadar daha önce meydana geldiğini ifade etmek için
bir geçmiş zaman noktasından daha önceki bir ifadeden sonra before getirilir.
When I went back to the town that I had left eight years before,everything was different.
Şu andan geçmişe doğru bir bakış için ise ago kullanılır.
I left school four years ago.
3-before,before that ve first.
Before, genellikle before that veya first anlamında kullanılır.
I want to get married one day.But before that/first,I want to travel.
(...but before,I want to travel-yanlış)
NOT:
1-Dünyada İNGİLTERE, AMERİKA, İSKOÇYA, İRLANDA, AVUSTRALYA VE GÜNEY AFRİKANIN BEYAZLARI
dışında ana dili farklı bir dil olmasına rağmen ve bir JAPON, bir İTALYAN, bir ALMAN
bir ZİMBABVELİ vs. dememesine rağmen İngilizce düşünemezseniz İngilizce öğrenemezsiniz
saçmalığının angajmanının yapıldığı tek ülke ülkemizdir.
2-Ben literatür taradığım 200 den fazla konuda konuşur, yazar, okur ve anlar iken ve bunları
İngilizce düşünmeden yaparken ayrıca İngilizce düşünemediğim halde 4 işlem hesaplarını
integral sorusu çözmeyi fizikte eğik atış problemlerini çözmeyi İngilizce yaparken İngilizce
düşündüğünü iddia eden müsveddeler neden çıkıp bu basit şeyleri benim gibi İngilizce düşünemeyen bir zavallı gariban yaparken çıkıp ta 'git len al sana 4 işlem al sana gen mutasyonlarının sonucunda
fenotip ve genotip değişikliklerinin İngilizcesi al sana tavlada 4-4 geldiğinde hem kapı alırken hem de
kırma işlemini yaparımın İngilizcesi' gibi şeyleri beni rezil rüsva etme yerin dibine sokma
anlamında yapamazlar. Tabii inanın tavlada kapı almak kavramına ne diyecekler merak ediyorum.
3-Teorik olarak söyleyecek lafı olmayanlar birilerini birilerine benzeterek feodal mahalle
artıkları ve azgelişmiş ülkenin taze soğanı modlarında takılmaya devam etmektedirler.
Tabiri caizse vız gelir tırıs gider. Hem de gittiği yere kadar.
Allah(c.c) devlete millete zeval vermesin. Biz misyonumuz neyse kalıp gibi olduğumuz yerde
daha da etkin şekilde yapmaya devam edeceğiz. Allah(c.c) bu toprakları korusun, ya vatan olmasaydı,
kavga etmek için bile vatan lazım.
Mustafa Özay