Geri

İngilizceden de özür dilerim

Burada yazmaya başladığım andan itibaren gelen yorumların bazılarına gösterdiğim tepkilerin acaba gerçekten benim düşündüğüm kadar ciddi mi olup olmadıklarını, moda tabiriyle biraz da empati yaparak irdelediğim zaman İngilizce konusunda bazılarından özür dilemem gerektiğine ve iğneyi kendime batırıp çuvaldızı da kendime saklamaya karar vererek  aşağıdaki kesimlerden de tek tek özür dilemeye karar verdim. Çünkü Allah(c.c) Kur’an vasıtasıyla bana kulakla yani kul hakkıyla gelmeyin der.

1-İNGİLİZCE DÜŞÜNEN TÜM HALK KESİMLERİNDEN ÖZÜR DİLERİM: Yıllardır ana dili başka bir dil olanın bir diğer dilde düşünemeyeceğini  bunun da bilimsel olarak kanıtlandığını hatta karşılaştığım dilbilimci olan yabancılardan da duymama rağmen hatasız kul olmaz diyerek geçen gün denedim ve bu kesimin haklı olduğuna karar verdim. Anlatayım. Geçen gün ‘ aptal adam (kendime diyorum) neden keçi gibi inat ediyorsun bir an bir süre kendini teslim et ve İngilizce düşün neden inat ediyorsun’ dedim ve İngilizce düşünmeye başlayarak sokağa çıktım. İnanın çok şaşırdım tam 1.5 saat sokakta gezdim ve gördüğüm her şeyin aklıma İngilizce geldiğini fark ettim ve yıllardır salak gibi bu gördüğüm şeylerin geçtiği binlerce sayfa literatürü takip ederken bunların anlamlarına sözlükten baktığım için kendimden TİSKİNDİM(bir İngilizce hocası sitesinde tam 4 defa böyle yazmış TİKSİNDİM olacak-ondan da özür dilerim).Hatta Ankara Güven parkta otururken yanımda oturan lise öğrencilerinin ikinci derece fonksiyonlarla  ilgili sordukları bir soruyu İngilizce düşünerek çözdüm ama yavaş çözünce neden diye sordular ben de İngilizce düşünüyorum  ama size söylerken kafamda Türkçeye çevirdiğim için yavaş oluyor deyince tamam abi sakin ol iyisin deyip teşekkür ederek yanımdan ayrıldılar. Nereden bilecek zahirler ilk matematiği Türkçe görüp İngilizce düşünerek soru çözmek her babayiğidin harcı değil tabii-cahil çocuklar işte!

2-TÜM UYKUDA DİL ÖĞRETENLERDEN ÖZÜR DİLERİM: Daha önce uykuda öğrenme olmaz çünkü yaradılışımıza aykırı demiştim. Ama neden olmasın. Düşünsenize üniversiteyi kazanıyorsunuz. Vize veya finalleriniz zamanı geldiğinde akşam eve geliyorsunuz. Örneğin hangi dersinizin sınavı var.Hmmm termodinamik  evet takıyorsunuz CD lerini yatıyorsunuz veya anatomi takıyorsunuz CD leri yatıyorsunuz veya envanter bilanço, medeni hukuk ,pediyatri ,integral vs vs sabah kalkıyorsunuz tabii beyin yorulmuş olarak çünkü siz uyudunuz ama beyin sabaha kadar ders çalıştı.Neyse sınava girip 100 çekiyorsunuz.Neden desteklemeyim böyle fikri  salak mıyım tabii ki sonuna kadar destekliyorum.

3-TÜM HİPNOTİK YOLCU HİPNOZCULARDAN ÖZÜR DİLERİM: Dünyada hipnoz denen olgunun hala amacının ne olduğu belli olmayan yıllardır psikiyatride bile ve hala deney aşamasında olan ancak soğuk savaş döneminde acil katil lazım olduğu zamanlarda güya beyin yıkamak için kullanılan ama yarısından fazlası yine müdahalelerle başarısızlıkla sonuçlanan bir yol olduğunu bana düşündüren hangi saçma düşünce ise özür dilerim. Tabii hipnoz yaptığınız bir kişiye örneğin ‘herhangi bir yerde ilk karşılaştığın İngilizce kitabını okumaya başla, aç sözlüğü ve bilmediğin kelimelere bak bir süre sonra o kelimeler tekrarlana tekrarlana anlamlarıyla kafanda yer etmeye başlayacaktır ve sen böyle yapıp her gün en az on sayfa okursan bir İngilizden bile daha iyi İngilizce öğrenebilirsin’ şeklinde telkinde bulunmanız ve o kişinin de kuzu kuzu bunu yapması valla sonuna kadar destekliyorum yapın yapın.

4-KPDS SINAVINA PRATİK YOL,KOLAY YÖNTEM,TEKNİK YAKLAŞIM DİYE YAKLAŞAN HERKESTEN ÖZÜR DİLERİM:Ben bu sınava ve ÜDS ye de yaklaşık olarak 40 a yakın ve diğer dil sınavlarına yıllardır giren birisi olarak, her şey okuduğunu anlamadır metni, soruyu ve şıkları anlamadan soru çözmek saçmalıktır kolay yöntem ,pratik yol olmaz dediğim için çok özür dilerim. Piyasada yer alan kolay yol kitapları ve KPDS pratik kartlarını hap gibi okuyup hatim ettikten sonra başka hiç kitap okumadan literatür taramadan örneğin KPDS de ekonomik krizle ilgili bir paragraf sorusunu çözmek insan gibi yaratılmışların en zekisi için bile gaipten ses duymak kadar kolaydır. Ve pratik yol kitapları yolu göstermeye çalışır bu gayrete kendinizden de bir şeyler katmadan soruları çözerseniz  ben aptal ,garip hocanızı da arayıp bildiriniz kerameti görmeyi arzularım.

5-TÜM HAFIZA TEKNİKÇİ,HAFIZA ÇİVİCİ,MATKAPÇI ŞİNYELCİLERDEN ÖZÜR DİLERİM: İnsanlara bir şeyi öğretmek için emek vermenin en önemli şey olduğunun aksine onların beyinlerine güya girip kafalarına güya çağrışımcılığı andıran hafıza tekniklerini özellikle dil öğretmede uygulamaya çalışıp dikte eden kesimlerin hatalı olduğunu bunu yapan bir adamın 20 yılda ve yıl başına en az bir dil olmak üzere 20 tane dili öğrenmesi gerektiğini oysa İngilizceyi bile ancak bildiğini söylediğim için özür dilerim. Düşünsene mankafa(ben yani) adam 5 deste iskambil kağıdını yüzlerce insanın önünde açıp kapattıktan sonra hepsinin yerini biliyor. Veya ‘chasm’ gibi bir kelimeyi Kazım isimli birisi etrafında gelişen bir olayı anlatarak yaklaşık 30 tane Türkçe kelimenin başını yiyerek yani telef ederek yani harcayarak güya öğretiyor.2.5 milyar İngilizce kelime karşısında 100 bin Türkçe kelime varken acaba her kelime için 30 kelimelik hikayeler uydurursak bir de kaç kişi bunun için kafa yorar dersek dili öğrenmek kaç sene sürer gibi bir soru neden gelsin ki akla geri zekalı Mustafa(ben yani) .Peki  örneğin ‘ Avrupa birliği ile ilgili başbakanın sözleri hakkında gazetelerdeki yazılar’ şeklindeki fonksiyonel ve sistematik  bir ifadeyi hangi ucube hafıza tekniği öğretir diyecek kadar terbiyesizleşen ben utanmıyor muyum bu emekçi kesime kara sürmeye evet ne kadar affedin desem haklarını ödeyemem.

6-DEVAMSIZLIK YAPAN,RAPOR HAZIRLAMAYAN KAFASINA GÖRE DERSLERE GİREN TÜMKATILIMCILARIMIZDAN ÖZÜR DİLERİM:Ben 2003 de Latin dili ve edebiyatı bölümünü kazandım ilginç bir bölümdü bir süre devam ettim ve işlerden dolayı ipin ucunu kaçırdım ve oraya girdiğimi bile unuttum. Yıllar sonra bana devamsızlıktan dolayı kaydımın silindiğine dair bir belge geldi. Len haşlama(ben yani) senin kafan herkes kadar çalışmıyor mu dayan dekanın kapıya sen harcını yatırmışsın söyle dekana hani len sizin bölümünüz 4 yıldı bak harçlarımı da yatırmışım versenize len diplomamı diye çıkışsana geri zekalı(ben yani) hakkını arasana . Öyle değil mi harcımı yatırmışım derslere girmem o kadar önemli değil ki ödev hazırlayıp sunmam o kadar önemli değil ki sınav olup geçmem o kadar önemli değil ki kafasız(ben yani).Eee şimdi ne oluyor bana ders için gelen bazıları sadece ayda bir ödeme yapmaya geliyor bazıları sadece derse girip sınavlarda ortadan kayboluyor bazıları da ödev falan yapmayıp özellikle derbi maçlarında milli bayramlarda bir rock konseri olduğu zaman veya daha sudan sebeplerle haklı olarak gelemiyorlar. Ve 8 ay o kadar çabuk geçiyor  ki tabii sadece kurs parası vermek benim örneğim gibi o süre esnasında verilen bilgiyi almak demek ya çünkü para vermişiz haklı olarak insanlar kızıyorlar eee haklılar. Vahiy kapıları kapanmasına rağmen,büyü,sihir gibi eylemler yasaklanmasına rağmen hala ulvi birtakım işaretler,yollar ,yöntemler peşinde koşmak saçma iken neden bir fırsat verilmesin ki emeksiz yemek peşindekilere hatalı olan benim özür dilerim.

7-TÜM UZUN SÜRELİ İNGİLİZCE PROGRAMI UYGULAYAN KURUMLARDAN ÖZÜR DİLERİM:Düşünsenize bir ülkede ilkokul birde başlayan bir dil eğitimi var ve kişiler kendi dillerinde en önemli başarılara imza attıkları mesleklerinde en önemli yere geldikleri 60 yaşlarında bile gelip hocam hayatta herşeyi başardım ama İngilizceyi halledemedim dedikleri bir ortamda bilimsel olarak dünyadaki her dili öğrenmek iyi bir öğretici ve sistemle 100-120 saatte bitiyor demek cüretini göstermek benim gibi bir zavallının haddine mi? Allah uzun ömür verir de insan ömrü 120 yıla çıkarsa kursların belki 95 sene sürmesi en azından iki lafı biraraya getirmemizi sağlamaz mı? O yüzden en az 3 veya 3.5 sene kursa gitmenizi isteyen kuruluşlar süreyi daha da uzatırlarsa korkmadan gidin zaten ulvi amaç bu ülkede İngilizce öğrenmektir.  Özür dileriz.

8-ANLAYAN AMA KONUŞAMAYAN,YAZAN AMA ANLAYAMAYAN ,OKUYAN AMA DİNLEYEMEYEN VSVS KOMBİNASYONLARINDAN SADECE BİRİNİ YAPIP DİĞERLERİNİ YAPAMAYANLARDAN ÖZÜR DİLERİM:
Bir ülke düşünün ki ömrü kurslarda geçenler örneğin şöyle bir cümle kurabiliyorlar.İngilizce anlıyorum ama konuşamıyorum.Ben nedenini ve çaresini buldum.Çok düşündüm ve kişi ‘what is your name derken ve kendine söylenirken’anlıyor ‘my name is… derken ve kendine denirken ‘anlıyor’how are you derken ve kendine söylenirken’ anlıyor   ve bunlara cevap verirken ve kendine cevap verilirken anlıyor ve cevap verdiği  için AĞZIYLA KONUŞURKEN  demek ki sorun şu:Dünyanın her dilinde tanışmak 5 dakika sürer bir ingilizin bana yıllar önce dediği gibi biz tanışırken anlar ama konuşuruz fakat tanışma faslı bitince dil bizim  için biter anlarız ama konuşamayız. Eee basit bir çözümü var (aa salak kafam-benim yani) yaz İngiltereye bi mektup de ki uzatın kardeşim tanışma faslını çıkarın 2.5 saate şöyle ağız tadıyla sohbet edelim be aaa ne bu eziyet canım günah değil mi?

9-GURBETTE OLUP DA YILLARCA KALDIKLARI ÜLKENİN DİLİNİ  HALA ÖĞRENEMEYİP BİZ ONLARA ÖĞRETTİK DİYEN İNSANLARIMIZDAN ÖZÜR DİLERİM:Hep derler ya empati diye. Hadi yapalım bir empati. Yıllar önce çalışmaya ekmek parası kazanmaya gitmişiz yaban ellere. Adamlar bize ekmek vermişler almışız. Çok çocuklar yapıp hatta çalışmadan aldığımız çocuk paralarıyla kanunlarını çaktırmadan delmişiz.Her gördüğümüz yeşillikte mangal atıp piknik yapmışız şehirlerin göbeklerinde.Kiraladığımız arabalarla kendi halkımıza bile hava atıp kafa tutmuşuz. Sokaklarına tükürüp adamların,sigara izmaritleri atmışız, mahkeme duvarlarına dışkılarımızı avuçlarımızla sıvamışız tabii güzel şeyler yok mu var oralarda okuyup adam olup işyeri açanlarımız milletvekili olup kendi anavatanına karşı oy kullanan entel dantel işadamı olup ta kurulan paravan şirketlerle ticaret hukukunun örekesini kevgire dönüştüren elitlerimiz de saymakla bitmez.Hepsinden özür dilerim.Ama bana en tuhaf gelenleri  özellikle İngilizce açısından Amerikadan veya İngiltereden gelip de burada İngilizce kursu arayan dâhilerdir. Ama onlardan da özür dilerim. Sen git yaban ele tabii ki bir akrabana yapışacaksın, tabii ki bir tanıdığa yapışacaksın, tabii ki bir Türk’e yapışacaksın tabii ki aylar yıllar boyu geceleri  yapışık ikizler gibi gecelerde akıp gideceksiniz nimetlerinden yararlanacaksınız gavur elinin ama Allah(c.c)aşkına en azından o kısa süre birlikte olduğunuz karşı cinslerle bile biraz İngilizce konuşun madem ki gündüz okey masalarından kalkamayacak kadar meşgulsünüz. Ama özür dilerim ne beklenir ki zaten öyle değil mi? Amerikada geri zekalıları eğitmek için oluşturulan bir oyun sizin en iyi oynadığınız oyunsa ve anavatanındaysanız o oyunun elbette ki hakkı verilecek pardon.

10-İNGİLTERE KRALİÇESİNDEN ÖZÜR DİLERİM:Yıllardır İngilizce dünyanın en basit ve sistematik dilidir öyle olmasaydı Afrikanın balta girmemiş ormanlarında bir zamanların yamyam kabilelerinin torunları olanlardan,güney amerikanın vahşi  ormanlarında yaşayanlara,Eskimolardan  ,Sibirya bozkırlarındakilere,Çinin en ücra köşelerinden okyanusta iğne ucu kadar olan adalarda yaşayanlara kadar Arabistan çöllerinden uzaydaki Japon bilim adamlarına kadar herkes bunu öğrenirken  ülkemizde öğrenilememesinin sebebi  önceki örneklerde verdiğimiz grupların bundan önceki hayatlarında bir şekilde İngilterede yaşamış insanlar olduğudur. Biz reenkarnasyona inanmadığımız için inanç gereği ve ömür törpüsü olduğunu bildiğimiz için İngilizcenin, fazla kasmadan on yıllara hatta ilerde Allah(c.c) izin verirse yüzyıllara yayarak geniş geniş sindire sindire öğrenmeye devam edeceğiz.Bu yüzden basit bir dil olarak gördüğüm için özür dilerim tüm avam ve lordlar kamarasından da.

11-İNGİLİZCEDEN DE ÖZÜR DİLERİM: Bir sanatçının kardeşinin 4 dil biliyorum dediği gibi, veya Sultan Ahmetteki bir ayakkabı boyacısının 10 dil biliyorum dediği gibi, hayatımın bir safhasında 1 dil öbür safhasında 1 dil daha başka safhasında 1 dil daha hem de gaipten sesler alır gibi hiç duymadan ve diğerlerinin katkısı olmadan öğrendim diyen biri dururken, dil bilmenin bu kadar ayaklarda olduğu bir ortamda hayatında 6 sene Almanca 1.5 sene Latince 2 sene Fransızca ile uğraşmış biri olarak sadece İngilizceyi bilirim diyebilecek kadar mütevazi davrandığım hatta onu da ana dilim kadar asla iyi bilemem çünkü ana dil daima öndedir diyen biri olarak İngilizceye ayıp ettiğim için İngilizceden de özür dilerim.
Ayrıca  sıfırdan başlayanlara 7 saat sonra ‘ekonomik kriz hakkında başbakanın sözleri hakkındaki yorumlar’ veya ‘avrupa kurtarma planıyla ilgili Merkel ve Sarkozynin toplantısı’ veya ‘şike sorunuyla ilgili yargı kararları hakkında’ gibi ifadeleri nefes alır gibi kurdurmamıza rağmen, bunlar günlük dil değil ben günlük dil isterim illa ki günlük dil diyen Allah(c.c)ıslah etsin diyeceklerimden de günlük dille ne demek istediklerini anlamayacak kadar salak olduğum için özür dilerim. Ayrıca İngilizcede çok iyi soru sorarım diyene bizim müfredatımızdaki soru yapılarıyla ilgili cümlelerin olduğu sınavı geçersen seninle beraber  çevrende tanıdığın 100 kişiye bedava ders vereceğim dediğim ve şahsını üzdüğüm için de özür dilerim. Ayrıca Rusya steplerindeki ağaçlardan, okyanuslardaki denizatlarından, Everestin tepesindeki kayalıktaki bayrak direğinden, Zimbabve devlet başkanından ve aklıma gelen her şeyden de aklıma Türkçe geldikleri için özür dilerim. Ne demek Türkçe gelmek İngilizce düşünsene haşlama.

İngilizceye kaldığımız yerden devam edeceğiz kırmadan incitmeden İnşaallah, Biiznillah, Allah(c.c) şaşırtmadı şaşırtmasın amin.

Mustafa Özay